Günde Sadece 25 Litre Su ile Neler Yapılabilir?
25 litreyle bir günü geçirmek… Kulağa distopik bir dünyayı anlatan filmin konusu gibi geliyor. Hayatın devamlılığı için gerekli, sosyal hayattan ekonomik hayata kadar yaşam kaynağının en önemli bileşeni olan sudan bahsediyoruz. İnsanoğlunun süregelen ve devam eden faaliyetleri ile bu başlık gerçekliğe dönüşüyor diyebilir miyiz?
Kişisel alışkanlıklarımızdan toplumsal alışkanlıklarımıza kadar yaşamı içinde bulunmak istemeyeceğimiz bir yere sürüklüyoruz. Günlük alışkanlıklarımızdan biri olan bulaşık makinesinin kullanımında bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek 57 litreyi gelecek için saklayabilir miyiz? Sadece kendimizi değil, sonraki nesilleri de içinde olmak istemeyeceğimiz bir senaryoya teslim etmemek için suyun öneminin ve su kıtlığının ne boyutlarda olduğuna birlikte bakalım.
Dünyada Susuzluk ve Suyun Önemi
Susuzluk, su kıtlığı, kuraklık gibi kavramlar dünyanın birçok yerinde sürekli kullanılıyor. Kuruluşların farkındalık yaratmak için yürüttüğü çalışmaların yanı sıra akademik yayınlar da bu konunun ciddiyetine dikkat çekmeye çalışıyor. 2040 ve 2050 yıllarına yönelik su kaynaklarının ne durumda olabileceğini gösteren öngörüler yer alıyor.
Dünya Kaynakları Enstitüsü (World Resources Institute) öngörülerine göre su kıtlığı yaşayabilecek ülkelerin önemli bir kısmı Orta Doğu’da. ABD, Çin, Hindistan gibi büyük ekonomilerin de su sıkıntısının dışında olmadığı aşikâr. Su kıtlığı çeken ülkeler öngörüsünde ülkemizin yeri ise orta yüksek-yüksek risk arasında. Bu nedenle Türkiye’nin de geleceğin suyunu korumak adına, hem bireysel hem de toplumsal farkındalık için yürütülen projeleri kararlılıkla desteklemesi gerekiyor.
Su Kıtlığı Nasıl Önlenir?
Suyun yerini doldurabilecek başka bir maddenin bulunmaması ve suya ulaşımın insani haklardan biri olması, su kıtlığına karşı gerekli önlemlerin alınmasını gerektiriyor. Bu önlemlerin tarafını ise hem hükümetler hem de bireyler oluşturuyor. Hükümetlerin suya dayalı projelerini oluşturması ve tamamlaması bir yana, uluslararası platformlarda bu yönde izlenen çalışmalara da kulak vermesi de gerekiyor. Ülkemizin de yarı kurak iklime sahip olması, mevcut projelerin ve ileriye dönük alınması gereken önlemlerin varlığına dikkat çekiyor.
- Su kaynaklarının sektörler arası dağılımının dikkate alınması,
- Nüfusun ve suyun dağılımındaki çarpıklığın giderilmesi,
- Su kaynaklarının sürdürülebilirliği,
- Su arzının ve talebinin doğru yönlendirilmesi
- Bilimsel araştırmaların takibi ve bu yönde önlemlerin oluşturulması konunun yetkililerine ilgilendiriyor.
Peki, bireysel alışkanlıklarımızla bizler neyi değiştirebiliriz? Suyun kullanımı tarım, sanayi veya kişisel hangi amaçla olursa olsun hedef kitlesini insanlar oluşturur. Bu durum, insanların suyun kullanımında sahip oldukları farkındalığın da önemini ortaya koyar.
Her Yıkamada 57 Litreyi Geleceğe Kazandırmak
Finish, ‘Yarının Suyu’ nu bugünden korumak adına elini taşın altına koyan markaların başında geliyor. Bulaşıkları, bulaşık makinesine yerleştirmeden önce sudan geçirilmesi her seferinde 57 litre suyun boşa harcanmasını dikkat çekiliyor.
Bu alışkanlıktan bir kişinin vazgeçmesi, su kıtlığını önleyebilir mi? Bir ailenin bulaşıkları sudan geçirme alışkanlığını bir kenara bırakması yıllık 20 ton civarında suyu tasarruf etmesi anlamına geliyor.
Peki, suyu boşa harcadığımız günlük alışkanlıklarımız, yalnızca bulaşık yıkamakla mı sınırlı? Elbette değil! Birçoğumuz ben tek başıma ne yapabilirim diye düşünür. Bu düşünceye sahip olmak doğal.
Suyu kullandığımız en basit ve gerekli aktiviteler; el yüz yıkamak, diş fırçalamak, duş almak, çay ve kahve hazırlamak, yemek hazırlamak, su içmek.
Sadece 5 dakikalık duş almanın bedeli 125 litreyken; tüm bunları Cape Town halkiı gibi 25 litre ile yapmak zorunda kaldığınızı düşünün. Bunun hayali bile kısa süreli bir umutsuzluk yaratmak için yeterli. Düşüncesi bu hissi yaratmaya yeterliyken; harekete geçmemek için bir sebebimiz var mı? Bir kişinin bile dolaylı ve dolaysız kullandığı su miktarını düşünerek israf ettiği suyu azaltması, bugün için küçük gelecek için büyük bir adım. Ben ne yapabilirim ki diye düşünmek yerine ben yapmazsam neler olabilir diye düşünmeye başlayabiliriz.